Öncelikle iki gündür yazı gelmediği için özür dilerim. Nedeni ise bu yazımın konusu ; DEPRESYON!
Dönem dönem her kız gibi bende depresyona gidiyorum. Hele bu durum ayın o malum günlerine denk geliyorsa daha beter oluyor. Ben depresyondayken bol bol uyuyan insanlardan olduğum için yatak, sıcak su torbası ve telefonum vazgeçilmezlerim haline geliyor.
Saatlerce boş boş yatma, en ufak bir şeye ağlama, ağlamak için neden bulamayınca eskiden ağladığım şeylerin saçmalığı için tekrar ağlama, gereksiz atarlar, ani sinir krizleri, en yakın arkadaşlarımla bile konuşmama isteği, whatsapp'ı silme, instagramdan bütün fotoğrafları kaldırma, hunharca yemek yemek isteği ve benzeri benim depresyon belirtilerim.
Depresyondayken derdini anlatabilen bir insan değilim, hatta genel olarak üzüntülerim hakkında bile konuşamam karşımdaki anlasın isterim. Genel olarak hüzünlü bir havam olmasına rağmen depresyondayken acıklı twitler atamam, ağlamaklı whatsap durumları yapamam.
Çareyi ağlamakta buluyorum diyebiliriz. Hiçbir zaman ağlamanın zayıflık göstergesi olduğunu düşünmedim, ağlamak bence en yoğun duyguların dışa vurumudur. Şarkıda dendiği gibi ağlamak; öfke, delice nefret, doruklarda aşk, doyumsuz sevinç, kahreden keder kısaca hayat ve nefesindir.
Ağlamak beni rahatlattıktan sonra çikolata, romantik komedi filmler, saçma onedio testleri, mutluluktan ölen aşk kitaplarıyla kendi kendimi toparlamaya çalışıyorum. Umarım dünyalar tatlısı okuyucularımın hiçbirinin hayatında depresyon kelimesi dahi geçmez. Bir sonraki yazımda depresyonumu atlattıktan sonra görüşmek üzere!
Bana twitterdan @nursencaglak , instagramdan @caglaknursen kullanıcı adıyla ulaşabilirsiniz.